Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) toplumsal hizmet uzmanı Bilal Yıldız ve Göç İzleme Derneği üyelerinin yargılandığı davanın ikinci duruşması 4 – 5 Ocak 2023 tarihlerinde Silivri’de görülecek. Bilal Yıldız’ın da ortalarında bulunduğu 13’ü tutuklu 22 kişinin yargılandığı dava öncesi açıklama yapan TİHV, “insan hakları, barış ve demokrasiden yana herkesi dayanışmaya” çağırdı.
Bilal Yıldız, Göç İzleme Derneği’ne (GÖÇİZDER) yönelik soruşma kapsamında, derneğin 22 üye ve yöneticisiyle birlikte konut baskınları yapılarak gözaltına alınmıştı.
Duruşma önesi mevzuyla ilgili olarak TİHV’den yapılan açıklamada şu tabirler kullanıldı:
“Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilciliği’nde uzun yıllardır toplumsal hizmet uzmanı olarak misyon yapan arkadaşımız sevgili Bilal Yıldız, insan haklarını savunma hakkını kullandığı için yaklaşık yedi aydır hukuk dışı ve keyfi bir biçimde tutuklu bulunmaktadır.
Hatırlanacağı üzere; Bilal Yıldız, Göç İzleme Derneği’ne (GÖÇİZDER) yönelik yargısal taciz sonucu, derneğin 22 üye ve yöneticisiyle birlikte mesken baskınları yapılarak gözaltına alınmış, azap ve başka makûs muamele uygulamalarına maruz kalmış, sekiz günlük gözaltı mühleti sonrasında gece yarısı çıkarıldığı mahkeme tarafından yapılan çarçabuk bir yargılama sonucunda, 11 Haziran 2022 tarihinde kabul edilemez bir halde tutuklanmıştır.
İlk duruşması 13 – 14 – 15 Aralık 2022 tarihlerinde İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bu davada sevgili arkadaşımız Bilal Yıldız, 4 – 5 Ocak 2023 tarihlerinde tekrar hakim önüne çıkacaktır.
Bilal Yıldız, kararlı ve istikrarlı bir insan hakları savunucusudur. Uzun yıllardır TİHV İstanbul Temsilciliği’nde azap görenlerin ve yakınlarının tedavi ve rehabilitasyonlarına yardımcı olmakta, toplumsal yeterlilik hallerini sağlamaya yönelik çalışmalar yürütmektedir. Öbür bir deyişle; mesleksel uzmanlığını, birikimini ve gençlik gücünü başta azap ve öteki makus muamele olmak üzere ağır ve önemli insan hakları ihlallerine maruz kalmış acılı insanların tamiratına adamıştır. Maruz kaldığı hukuk dışı tutukluluk ve yargısal taciz, Bilal Yıldız’ın insan ve yurttaş olma sorumluluğunun gereği olarak sürdürdüğü hak savunuculuğu faaliyetlerine yönelik bir misilleme ve cezalandırma uğraşından öteki bir şey değildir.
Nitekim bu durum milletlerarası insan hakları kurum ve sistemleri da harekete geçirmiştir. Birleşmiş Milletler (BM) Azınlık Problemlerine Ait Özel Raportörü, İnsan Hakları Savunucularının Durumuna Ait Özel Raportörü ile Terörle Uğraş Ederken İnsan Hak ve Temel Özgürlüklerinin Geliştirilmesi ve Korunmasına Ait Özel Raportörü bir ortaya gelerek 16 Eylül 2022 tarihinde Türkiye Hükümeti’ne yönelik 10 sayfalık bir metin yollamış ve Bilal Yıldız ile GÖÇİZDER davasına ait telaşlarını söz etmişlerdir.
Bilal Yıldız hakkında yürütülen yargılamada illiyet bağının kurulmadığını belirten BM Özel Raportörleri, Yıldız’ın legal insan hakları savunuculuğu faaliyetlerinin kriminalize edilmesinden ve bu savunuculuk faaliyetlerinin terör örgütü üyeliği ile eş tutulmasından önemli korku duyduklarını söz etmişlerdir. Özellikle da Türkiye’de mevcut terörle gayret mevzuatının insan hakları savunucularını, gazetecileri ve sivil toplum kuruluşlarını kriminalize etmek için berbata kullanıldığına dair telaşlarını yineleyen özel raportörler, ayrıyeten Yıldız’ın yakalama, gözaltı ve tutukluluk sırasında uğradığı azap ve makus muamelenin, insanlık onuruna alışılmamış tutulma şartlarının insan hakları standartlarını ihlal ettiğini vurgulamışlardır.
BM İnsan Hakları Savunucularının Durumuna Ait Özel Raportör Mary Lawlor ise, 12 Aralık 2022 tarihinde yinelediği davetinde, insan hakları savunucularının legal faaliyetleri sebebiyle yargısal seviyede maksat alındığını belirterek, Bilal Yıldız ve GÖÇİZDER davası kapsamında yargılananların derhal beraat etmesi gerektiğini tabir etmiştir.
Türkiye’nin de bir modülü olduğu üniversal insan hakları hukukunun altını kuvvetle çizdiği üzere, insan hakları savunucuları insan hakları alanındaki çalışmalarından ötürü hukukî desteği olmayan isimli ve idari süreçlere yahut isimli ve idari otoritenin istismar edildiği öbür süreç tiplerine, hatalı sayma, keyfi gözaltı yahut tutuklama ve öbür cins yaptırımlara hiçbir formda maruz bırakılamazlar. Bu vesileyle bir kere daha siyasal iktidarı ve tüm yetkilileri, Bilal Yıldız’ın şahsında, başta Göç İzleme Derneği üye ve yöneticileri olmak üzere, Türkiye’deki tüm insan hakları savunucularına yönelik -yargısal da dahil- her türlü tacize son vermeye çağırıyoruz.
Demokratik kamuoyunu ise savunuculuk iklimini baskı altına alan, sivil alanın tümüyle kapatılmasına yol açan bu cins uygulamalara karşı daha güçlü halde ses vermek ve dayanışmayı büyütmek üzere 4-5 Ocak 2023 tarihlerinde İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde (Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde) görülecek olan duruşmaya davet ediyoruz.
İnanıyoruz ki, hakikat ve adalet yerini bulacak ve sevgili arkadaşımız Bilal Yıldız kesinlikle beraat ederek özgürlüğüne kavuşacaktır.
İnsan hakları savunucuları gücünü haklılığından, umudunu dayanışmadan alır…”