T24 Ankara
Eski HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ı, “Türk Milletini, devleti ve hükümeti aşağılamak” va “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” kabahatlerinden 2 yıl 6 ay mahpusa mahkum eden Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında çok tartışılacak sözler kullandığı ortaya çıktı. Mahkeme, gerekçeli kararında, Demirtaş’ın, “Türk ırkına karşı Kürt ırkını kışkırttı”, “Kürt ırkından olan kısmı, Türk ırkından olan kesim aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” argümanında bulundu.
Karara karşı istinaf başvurusu yapan Demirtaş, dilekçesinde, mahkemeyi ağır biçimde eleştirerek, “Hâkimin bakış açısına nazaran, kendisi devlet memuru olup devleti temsil ettiğinden kendini ‘Türk ırkının mensubu’, beni de ‘Kürt ırkının’ mensubu olarak kodlayıp yargılamayı bu zihniyet üzerinden yaparak karar kurmuştur. Bu açıkça ırkçılıktır ve hukuk nizamında yeri olmadığı kadar toplumsal hayatın hiçbir alanında da karşılığı yoktur” dedi.
Mersin 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 Temmuz’daki karar duruşmasında, Demirtaş’ı, 2 yıl 6 ay mahpusa mahkûm etti. Mahkeme, gerekçeli kararında, şu sözleri kullandı:
“–04/02/2016 tarihinde Mardin Büyükşehir Belediyesi hizmet binası içerisinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yaptığı konuşmanın; “her gün televizyonlarda gazetelerde muazzam bir dezenformasyon, kirli bilgi, palavra bilgi var, şurada Sırp nişancı varmış, orada bilmem Amerikalılar varmış, öbür tarafta İsrailliler savaşıyormuş, bu bir Haçlı savaşıymış… Kusura bakmasınlar bu düpedüz AKP devletinin Kürt halkına açtığı bir savaştır, yürüttüğü bir savaştır. Bu bilgi dışında her şey palavradır yanlıştır”, ”Biz bir kere daha buradan sesleniyoruz. Yasaklar ve ablukalar derhal kalkmalı Cizre’de, Sur’da da hiç bir münasebet yoktur” kısmında devletin Kürt ırkına savaş açtığı telaffuzunda bulunup Türk ırkına karşı Kürt ırkını kışkırtıp Kürt ırkından olan kısmı Türk ırkından olan kesim aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği, bu açıklamayı yaptığı tarihte Kürt ırkının ağır olarak yaşadığı Şırnak ili bölgesinde PKK terör örgütü mensubu olan teröristlerle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Asker ve Polisi ortasında devam eden çatışmaların bulunduğu ve sanığın Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Asker ve Polisinin PKK terör örgütü mensubu olan teröristlerle olan çatışmasını Kürt ırkına olan bir savaş olarak lanse edip kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturduğunun sabit olduğu, bu formda sanığın üzerine atılı hatası işlediğinin sanığın konuşmaları kendisinin yaptığına dair ikrarı ve konuşmalara ait imaj kayıtları ile sabit olduğundan sanığın Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme hatasından TCK’nun 216/1, 53, unsurları yeterince cezalandırması yoluna gidilmiştir.”
İstinaf başvurusu: Hüküme tenkit, Türk ırkına değil
Kararı istinaf mahkemesine taşıyan Demirtaş, dilekçesinde, gerekçeli kararın 28. sayfasındaki sözlere dikkati çekti. Konuşmalarında tenkit konusu yaptığı hükümet siyasetlerinin, Türk-Kürt ayrımı yapılmaksızın tüm topluma ziyan verdiğinin bilhassa altını çizdiğini belirten Demirtaş, tenkitlerinin gayesinin hükümet ve hükümet nezdinde kurumsallaşan devlet siyasetleri olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Ancak mahkeme hâkimi ‘devleti’ ve ‘hükümeti’ ‘Türk ırkı’ ile bir ve özdeş görüyor olmalı ki devlete ve hükümete yönelmiş bir eleştiriyi de ‘Türk ırkını’ maksat gösterme olarak algılıyor.”
“Açıkça ırkçılık”
Demirtaş, dilekçesinin devamında şunları tabir etti:
“Bu durumda hâkimin bakış açısına nazaran, kendisi devlet memuru olup devleti temsil ettiğinden kendini ‘Türk ırkının mensubu’, beni de ‘Kürt ırkının’ mensubu olarak kodlayıp yargılamayı bu zihniyet üzerinden yaparak karar kurmuştur. Bu açıkça ırkçılıktır ve hukuk sisteminde yeri olmadığı kadar toplumsal hayatın hiçbir alanında da karşılığı yoktur. Mahkeme hâkimi yazdığı kararının münasebetinde açıkça toplumu ırklara nazaran ayırmış ve cürüm işlemiştir.
“Objektif yorumlaması imkansız”
Böylesi bir ideolojik bakış açısına sahip hâkimin, bir Kürt siyasetçinin konuşmalarını objektif biçimde yorumlaması da imkansızdır, ki zati verdiği kararla da bunu teyit etmiştir. Külliyen hükümet tenkitlerinden ibaret konuşmalarımı ‘Türk ırkına’ yönelik kışkırtma üzere yorumlayan bir hâkimin adil karar vermesi mümkün değildir.”
“Irk kavramı üzerinden münasebet kurulmasını reddediyorum”
Hiçbir konuşmasında ırkçılık yapmadığının vurgulayan Demirtaş, şöyle devam etti: “Tüm hayatımı ırkçılığa ve faşizme karşı demokrasi, insan hakları, eşitlik ve barış uğraşı ile geçirdim. Hakkımda bir ceza kararı kurulacaksa da bu bile hakkaniyetli olmalıdır. Konuşmalarım en küçük bir cürüm ögesi taşımamasına ve hiçbir halde rastgele bir ırkçı telaffuz içermemesine karşın, hâkimin kendi görüşlerine uygun olarak seçtiği ırk kavramı üzerinden münasebet kurulmasını reddediyorum.”
“Anayasa kararı çarpıtıldı”
Demirtaş, gerekçeli kararda hâkimin “… yasama sorumsuzluğunun TBMM çatısı altında yapılan konuşmaları kapsadığı anlaşıldığından …” diyerek Anayasa’nın 83/1 hususunu çarpıttığına dikkat çekerek hakimin hiçbir konuşmasını incelemeye tabi tutmadığını tabir etti.
HSK’ya şikâyet
Demirtaş’ın avukatlarının, mahkeme yargıcını Yargıçlar Savcılar Heyeti’ne şikâyet edecekleri öğrenildi.