Kahramanmaraş merkezli yaşanan sarsıntılar sonrasında 45 bininin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti, milyonlarca insan ise evsiz kaldı. Hükümetin zelzeleye geç müdahale etmesi ise reaksiyon çekmişti. Gazeteci Melda Doğan, depremzede vatandaşın reaksiyonunu haber yapınca, Bağlantı Başkanlığı’ndan gelen telefon sonrasından işinden oldu.
Gazeteci Barış Terkoğlu, Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşe yazısında gazeteci Melda Doğan’ın kıssasını yazdı.
Daha evvel TRT World’de yaptığı ‘yapay et haberi’ İslamcılar tarafından reaksiyon çekince Doğan, işinden ayrılmak zorunda kalmış.
Ancak Melda Doğan’ın başı bu sefer de depremzede haberiyle ağrımış.
Ortadoğu merkezli bir haber kanalında zelzeleyle ilgili haber yapan Doğan, Bağlantı Başkanlığı’ndan gelen telefonla işinden olmuş.
“Adı Melda Doğan. Ulusal Görüşçü bir aileden geliyor. Doğan, ODTÜ’den sonra King’s College’ı bitirmiş. İki lisan biliyor. Aslında bu birinci işsiz kalışı değil. 2016-2022 aralığında TRT World’de çalışmıştı. Geçen yıl, kanalda, “yapay et” haberi yapmıştı. Dinci kesim ayağa kalkmış, “caiz değil” diyerek TRT’yi protesto etmişti. Doğan işinden ayrılmak zorunda kalmıştı. 6 aydır da özgür gazetecilik yapıyor.”
“Bu kere işsiz kalma kıssası sarsıntıyla ilgiliydi. Sordukça anlattı. Sarsıntının birinci günü, gazetecilik refleksiyle, üstelik borç parayla bölgeye gitmiş, bir ay kalmıştı. İngilizce ve Fransızca yayın yapan 12 milletlerarası kanala bağlanmış, zelzelesi dünyaya duyurmuştu. Bu sırada, Ortadoğu merkezli bir haber kanalına iş yapmaya başlamıştı.”
Gazeteci Melda Doğan, yaptığı haberi ve sonrasındaki süreci şöyle anlatıyor;
“Erdoğan’ın seçim tarihini açıkladığı gün, Nurdağı’nda bir kampa gittik. Canlı yayın yapıyorduk. Yabancı bir muhabir ile birlikte çalışıyordum. Kamera gerisindeydim. Kamptakilerden görüş alıyorduk. Bir bayan şikâyet etti. Zorlukları söyledi. Hükümeti eleştirdi. Cumhurbaşkanının oraya geldiğinde kendilerini dinlemediğini anlattı.”
Üzerinde “Yedi Başak Derneği” yazan bir önlükle, kampın sorumlusu olduğunu sav eden bir adamın, yanlarında bittiğini anlatıyor. Adam, “Ben burada devleti temsil ediyorum”, “Burada devleti kötüleyemezsiniz”, “Provokasyon yapıyorsunuz”, “Çekim yapmak için benden müsaade alacaksınız” kelamlarıyla gazetecilere bağırıyordu. Yanında 7-8 kişi daha vardı.
“Basın mensubuyum, siz kimsiniz, ne hakla engelliyorsunuz diye itiraz edince, konuştuğum depremzede bayanları tehdit etmeye başladı. ‘Neyiniz eksik her şeyiniz var’ diye üstlerine yürüdü.”
3 gün sonra, kaldığı otele, kanalın temsilcisi gelmiş. Doğan sonrasını aktarıyor:
“Kadın ağladı. Çok üzgünüm, senden çok mutluyduk fakat burası Türkiye, dedi. Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı’ndan kanalın yurtdışındaki genel merkezini aramışlar. ‘Onu çalıştırmayın’ demişler.” Kanal, “emir büyük yerden” diyerek mukavelesini sonlandırmıştı. Biletini alıp zelzele bölgesinden ayrılmak zorunda kaldı.
Barış Terkoğlu’nun yazısını okumak için tıklayınız…